Biz Kimiz?
Son senelerde bir “ünlü” pâyesidir aldi basini gidiyor. Basinda ve sosyal medyada, özellikle de magazin haberlerinde ismi geçen kim varsa artik hemen hepsi “ünlü”!
“Ünlü sanatçi sevgilisinden ayrildi”, “Ünlü oyuncu Nisantasi’nda görüntülendi”, “Ünlü filânca sümkürürken fotografçilara yakalandi”, “Ünlü isadami filânca ile bilmemne ediyor” gibisinden kiytirik haberler...
Magazin basini Türkiye’de zaten zayifti, içerikten ve okuyucuyu bilgilendirmekten nasibini alamamisti, agirlik fotografa verilir ve resmin altina incir çekirdegini doldurmayan birseyler yazilir, sonra da bu yapilana “magazin” denirdi. Ama “ünlü” sablonu isi artik daha da ayaga düsürdü ve etraf “ünlü” oldugu iddia edilen dünya kadar “ünsüz” ile doldu.
Bu ünlülerin sadece birkaçi hakikaten ünlüdür, sinema yahut dizi oyuncusu, taninan ve bilinen müzisyen veya solist vesairedir ama geri kalanlari ünlü falan degildir, sisirmedir, söhretleri de kendilerinden ve magazincilerden menkuldür.
Ünlülerden bahseden haberlere rastgeldigimde arada bir merak edecegim tutuyor, “Kim bu hatun?” yahut “Bu herif neyin nesi, ne yapmis da ünlü olmus?” diye ismini internette ariyorum ve karsima neler çikiyor, neler! Saibeli isler çevirdigi kirli sakalli çehresinden hemen belli olan herif “ünlü isadami”, filânca dizide söyle birkaç saniye görünmüs ama figüranligi bile becerememis her tarafi estetikli bir hatun “ünlü sanatçi” olmus; söhretini sosyal medyayi teshir selfieleri ile doldurmakla mesgul bir baska hatun da “ünlü sosyete güzeli”!
Böylelerinin arasinda kimselerin okumadigi ve duymadigi kitaplarin amatör muharrirleri de var, böyle heveslilere de simdi “ünlü yazar” deniyor...
Iste bu “kâzip” yani “yalan” söhretlerden son örnegi de ehliyeti olmadan kullandigi otomobil ile bir masumun canini alip birkaç kisiyi de yaralayan oglu ile Misir üzerinden Amerika’ya uçup giden Eylem Tok!
ÜÇKÂGIDIN BINBIR YOLU...
Senelerden buyana yayin dünyasinin içerisinde bulunmama ragmen, malûm kazanin utanmaz kahramanlarindan olan bu hatunun ne ismini isitmistim, ne de kitaplarindan haberdardim ve kimin nesi oldugunu internetten ögreneyim dedim. Hakkinda “Eylem Tok, Türkiye'nin taninmis yazar, sair, senarist ve yönetmenlerinden biridir. Çocuk yaslarda siir yazmaya baslayan Tok, daha sonra öykü, deneme ve roman türlerinde eserler verdi. Kendine özgü bir tarzi olan Tok, yazdigi romanlarla okuyucularin begenisini kazandi” diye yazilmisti ve sadece yazar degil, ayni zamanda meshur bir sinemaci idi.
“Arastirma” dendiginde artik kopyalayip yapistirmaktan baska birsey bilmez hâle gelmis olan güzide basinimiz ile birbirinden seçkin internet sitelerimiz de Eylem Tok hakkinda bunlari tekraliyor, hakkinda daha baska birseyler ögrenmeyi akil edemiyordu!
Hatun hakkinda etrafta bu kadar güzelleme ile karsilasinca tam “Megerse ne cahilmisim, çagdas kültürden ne kadar uzak kalmisim!” diye esef ediyordum ki, Demet Cengiz’in hatun hakkinda yazdiklarini okuyup söylediklerini dinledim; mâlûm kadinin gönül isini yazarliga tahvil ettigini, kitaplarini